Galler hakkında bir şeyler yapmalıyız
Altı Ulus’un yeni ‘tahta kaşıklısı’ Galler, yaklaşık bir buçuk yıldır galibiyet yüzü göremiyor.
Bundan yaklaşık iki yıl önce, erkekler 2023 Six Nations turnuvası başlarken yine Serbest Atış’a yazdığım bir yazıya ‘Galler hakkında konuşmalıyız’ başlığını atmıştım. Altın kuşağının parıltılı günlerini yavaş yavaş geride bırakan ülkenin ragbi sistemindeki sorunları listelediğim yazıdan 10 ay sonra, 7 Kasım 2023’te, Galler yıl sonu testlerinin sonuncusunda davet usulü toplanan bir takım olan Barbarians’ı 49-26 mağlup etti. Bundan sonra 14 maç yapan Galler, bir daha galibiyet yüzü göremedi.
2025 Six Nations’ta artık son iki haftaya girerken, geçtiğimiz günlerde görevi bırakan Warren Gatland’in takımı, İtalya’ya karşı aldığı 22-15’lik mağlubiyetle sıralamanın dibine oturdu ve çok büyük bir değişiklik olmazsa da şampiyonayı orada tamamlayacak gibi görünüyor. Bu da şampiyonanın altı takıma çıktığı 2000’den geçen yıla kadar yalnızca bir kez, 2003’te, sıralama sonuncusuna verilen ‘Wooden Spoon’ (tahta kaşık) unvanını alan Galler’in üst üste ikinci kez bu negatif onuru elde edeceği anlamına geliyor.
Peki 2019 ve 2021’de Six Nations’ı kazanan, bir önceki Dünya Kupası’nda yarı final gören ve daha da önemlisi 2010’ların ortalarına kadar başarılı sayılabilecek bir altyapıdan milli takıma geçiş güzergâhına sahip olan Galler nasıl oldu da bu duruma düştü? Bunu anlayabilmek için ülke ragbisinde uygulanan bölge sistemini ve onun açmazlarını mercek altına almak gerekiyor.
ALTIN ÇAĞ YA DA SAMAN ALEVİ
2000’lerin başında Galler, 1970’lerde yedi Five Nations şampiyonluğu kazanan ve bunların üçünde tüm maçlarını kazanarak Grand Slam yapan Gareth Edwards’lı, Phil Bennett’li ve Gerald Davies’li kadrodan bu yana ilk defa Six Nations’a hükmedebileceği ve dünya çapında zirveye oynayabileceği bir kuşak yakalama fırsatı elde etti. Buna ülkede sporun geçirdiği belki de en önemli dönüşüm olan ‘bölge sistemi’ eşlik ediyordu.
2003’te Galler ragbisi önce beş, sonra da dört ana takıma (bölgeye) ayrıldı. Daha önce var olan dokuz kulüp milli takıma oyuncu yetiştirmekte zorlanıyordu, dahası çoğunlukla Avrupa kupalarında rekabetçi olamadıklarından dolayı da var olan iyi oyuncular küresel sahneye çıkmakta güçlük çekiyorlardı. 1995’te ragbinin profesyonelleşmesiyle birlikte sponsorluklar artmış ancak Batı Avrupa’nın en yoksul bölgelerinden olan Galler’deki takımlar diğer ülkelerdeki rakiplerinin gerisinde kalmışlardı. Böylelikle ortaya, ortalama seyirci sayısı 1000’i dahi bulmayan bir dizi takım ve bunlardan beslenmekte zorlanan bir milli takım çıkmıştı. Cardiff Rugby, Scarlets, Ospreys ve Dragons takımlarının kurulması Galler ragbisinin buna verdiği bir yanıttı.
2005’te, bölge sistemi ilk büyük desteğini aldı. Galler Meclisi, Avrupa Birliği’nin Objective 1 fonlarından yaklaşık 1.62 milyon poundluk bir desteği, ragbide erkekler için dört bölgesel, kadınlar için de bir ulusal akademi için Galler Ragbi Federasyonu’na sağladığını duyurdu. Projenin neredeyse yarısı, bu fondan karşılanacaktı. Her bir akademinin federasyon tarafından atanan bir direktörü, bir kondisyon ve bir de yetenek koçu olacaktı.
Koçların aksine, oyuncular ise bölgesel takımların bünyesindeydi. Akademilerin zirve döneminde, ülke çapında federasyonun takip ettiği yaklaşık 70 oyuncu bulunuyordu. Bunlar arasında, 2000’lerin ilk onyılına damga vuran Jonathan Davies, Sam Warburton ve Galler tarihinin en skorer üçüncü oyuncusu olan Leigh Halfpenny gibi ragbiciler de yer alıyordu. Standartlar da oldukça yüksekti, her bir oyuncu bu standartları karşılayamadığı takdirde takımdan kesilebileceğinin farkındaydı. Wales Online yazarı Steffan Thomas’ın dediği gibi, her ne kadar bölge sistemi bu atılımın tek sorumlusu olmasa da ve birçok başka paydaşın önemli rolleri olsa da, akademilerin buradaki yeri Galler ragbisi tarihinde yerini aldı.
SERBEST DÜŞÜŞ
Galler, 2004’ten itibaren 10 yılda dört Six Nations şampiyonluğu kazandı ve bunların üçünde Grand Slam yaptı. 2012 yılına kadar Galler Ragbi Federasyonu bölgesel akademileri yönetmeye devam etti. 2012’de Objective 1 fonu tükendi ve bölgesel akademilerin yerini tek bir ulusal akademi aldı. Bu esnada bölgesel akademilerin yönetimi de bölge takımlarına devredildi. Ancak federasyonun bunlar için takımlara verdiği parasal desteğin düşüklüğü, bölge takımlarıyla federasyon arasında süregelen bir çatışmanın kaynağı oldu. Takımlar akademiler için verilen paranın çok düşük olduğunu savunurken, federasyon da takımları bu paraları har vurup harman savurmakla suçluyordu.
Öte yandan takım sayısının ve buna bağlı olarak maç sayısının azlığı bölge kulüplerinin taraftar sayılarının, eskiye göre artsa da beklenen düzeyde olmasını engelliyordu. Yine az kulüp bulunan İrlanda’ya kıyasla başarının da düşük olması bölge sistemini bir türlü tam olarak benimsenen bir hale getiremedi.
Bölge takımları 2009-2019 döneminde imzaladıkları bir Katılım Anlaşması dahilinde programda yer alıyorlardı. Ancak bu anlaşma 2013’te kulüplerin çekilme tehdidiyle tehlikeye girdi. Federasyonun bazı başarı taahhütleri karşılığında finansal desteği artırma sözü vermesiyle bu kriz aşılsa da, sistemdeki dalgalanmalar devam etti, öyle ki 2018’de dört bölge kulübünün sayısının üçe düşürülmesi dahi gündeme geldi. 2022’de ise neredeyse oyuncuların maaşının ödenememesi ve sözleşmelerinin yenilenememesi gündeme gelirken, en son altı yıllık bir anlaşmayla sorun bir süreliğine daha ertelendi.
Bu esnada Galler’i zirveye oynayan bir takım haline getiren kadrodan Ken Owens, Alun Wyn Jones, Dan Biggar ve Leigh Halfpenny gibi isimler bir bir emekli oldu. Böylelikle Galler ragbisinin acil sorunları yeniden su yüzüne çıkmaya başladı.
DEĞİŞİM İHTİYACI
Bütün bunların arasında en çarpıcı mesele, Galler ragbisinin içinden geçtiği darboğazın aslında gerçek bir kaynak sıkıntısından kaynaklanmaması. Federasyon kulüplerden, akademilerden, koç ekiplerinden, sporcuların beslenme programlarından ve sözleşmelerden sürekli bütçe kesintileri yaparken, bir yandan ragbinin soylulaştırılmasına tüm hızıyla devam ediyor. 1999’da Millennium Stadium’un inşa edilmesi Galler ragbisine 80.000 kişilik bir ev hediye etmiş ancak stadyumun pahalı markaları barındıran bir AVM gibi tasarlanması önemli bir seyirci kitlesine mâl olmuştu. Şimdiyse Millennium Stadium, sponsor ismi alarak Principality Stadium’a dönüşmüş durumda ve bu da koltuk maliyetlerini oldukça artırırken bir yandan sporun doğal kitlesi olan işçi sınıfını tribünden uzaklaştırırken federasyona sporun gelişimine ayırmak için de oldukça sınırlı bir gelir getiriyor.
Bunun yanı sıra, Galler Ragbi Federasyonu 2022’de, Millennium Stadium’un yanı başında Parkgate adıyla hizmete sundukları bir otelin inşaatı için Legal & General şirketinden 45 milyon poundluk bir kredi aldı. Bunun gibi projelerin yanında oyuncu gelişimi gibi konuların tali kalması, Galler ragbisinin güncel durumu hakkında çok şey söylüyor.
Her ne kadar bölge sisteminin daha önce var olan kulüp aidiyetlerini yok etmek gibi kendi sorunları da olsa, Galler’in 2010’ların ortasına kadar taşıdığı başarılı dönemde federasyon ve dört bölgenin akademi ve takımlar düzeyinde uyumlu çalışmasının önemi olduğu kuşkusuz. Bu yok olduğundan ve Galler ragbisinin yönetici sınıfı cebini doldurmaya daha çok uğraştığından beri kendisini gösteren alarm ışıkları artık görmezden gelinemeyecek halde.
Federasyon da bunlara kayıtsız kalamamış olacak ki, geçtiğimiz yıllarda milli takım potansiyeli taşıyan 60 kişilik bir gruba odaklanan Wales Pathway Squad projesini hayata geçirdi. Ancak Galler ragbisinin sorunları daha dipte yatıyor ve insanların sporla bağını yeniden kuracak, oyuncu gelişimini önceleyen geniş çaplı ve uzun vadeli bir plan yürürlüğe sokulmadığı sürece takım eski ışıltılı günlerini daha çok uzun süre arayacak gibi görünüyor.
Kapak resmi: AP